3 Kasım 2011 Perşembe

Dostoyevski'yi de futbolun içine karıştırdın ya...




Yer            : Metro
İstikamet  : Kızılay - Batıkent
Saat          : 23:40


Akşam davetli olduğum yemekten dönerken Kızılay'ın telaşlı, hızlı, karışık, kalabalık, özensiz ve  başıboş ayaklardan kurtularak gecenin sakinliğine kendini bırakıp rahat bir nefese kavuştuğu saatlerde bende günün son biletli misafirlerini ağarlayacak olan metro'nun koltuklarına bırakıyorum kendimi.

Fazla misafir yok bu akşam, belli ki  günün son saatleri sıcak evlerde yaşanıyor. Sarıdan beyaz koltuklara doğru kayıyorum bana ait olmayan gerektiğinde hamile, gazi ve yaşlılara ait olan koltuklara, hemen yukarıdaki büyük puntolu yazının ise sözde kaldığını düşünüyorum son nesilde etkisiz. Yanımda kitabımda yok görecek bir ağaç da, neticede manzarası yalnızca insan olan modern tren'in içindeyim. İnsanlığın en eski ulaşım aracı belki de tek düze hayatından ve  bizden kaçmak için yer altına inmeyi seçti ama yine kurtaramadı  kendini.

Ah bu insanlık yok mu ne kendine ne de başkasına nefes aldırmıyor.

Derken... bir hareketlilik benden olan yani hemcinsim olan birkaç eğlenceli arkadaş neşeli şekilde birbirine seri bağlantılı olan kompartımanı dolduruyor.

- Dostoyevski'yi de futbola karıştırdın ya..başka bir şey demiyorum

birden dikkat kesiliyorum !!!

- Dostoyevskiyle futbolun ne alakası var?
- Neden? Dostoyevski futbol oynamamış mıdır?
- Belki de amatör ligde oynamıştır, ne biliyorsun?

ve gülüşmeler...

gerçek usta bir yazarın adını futbol ile ilgili de olsa duymak hoşuma gidiyor, şimdi tren tek düzeliğinden çıkıyor son misafirlerini coşkuyla ağırlıyor.

Tam olarak neden yazarın futbolla ilgili hatırlandığını anlayamadım ama düşünüyorum.

Dostoyevski, kalın, çarpıcı, bol konuşmalı, psikolojik kitapların usta yazarının futbol oynadığını düşünüyorum. Gerçi kendisi hiç futbolu düşündü mü? yada yapıtlarında futbola değindi mi? en azından benim kütüphanemde değil, ben rastlayamadım. Çünkü bildiğimiz anlamda futbol 1800'lerin ikinci yarısında Rusya sınırlarından uzakta Birleşik Krallık'ta doğacaktı yazarın son yıllarında yani bu heyecanlı oyunu kitaplarına konu alması düşük bir ihtimal. Eğer futbol ile ilgili yazdı mı? yazmadı mı? diyorsanız işte size bir araştırma konusu.

ben şimdi evime doğru karanlık tünelde yol alırken gözlerimi kapatıyor ve hayal ediyorum

Evet şimdi top Fyodor Mihayloviç Dostoyevski'de 90+4 oynanıyor Dostoyevski topu aldı soldan depar ile topu sürüyor, 1849'da 4 yıl kürek mahkumu cezasına çaptırıldı, iki kere evlendi, bir kız çocuğu var evet Puşkin'e bir çalım ceza sahası içinde şut mesafesi kaleyi çarprazdan görüyor o noktaları çok sever Dostoyevski sert vurur şuuuttttt kaleci  uzanıyor ve müthişşş bir golllllll.

Dostoyevski son anda idamdan döndüğü gibi son saniyede takımını kurtarıyor sayın seyirciler.

ve gözlerimi açıyorum 

kulağımda metronun yıllardır hiç değişmeyen anonsu

Son İstasyon Dostoyevski.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder