Bu resim Yemen'de bir gösteri esnasında çekildi. Yemen'li kadınlar gelecekten ümitsiz, daha fazla özgürlük ve hakları için isyan içindeler. Bu gösterileri esnasında kendilerine hak görülen ve tüm vücutlarını örten "makrama" adlı çarşaflarını yakıyorlar. Yemen'li kadınların haklarına öncülük eden Tevekkül Karman, ülkesinde kadın hakları ve demokrasi için verdiği mücadeleden dolayı, bu yılki Nobel Barış Ödülü'nü Ellen Johnson-Sirleaf ve Leymah Gbowee ile paylaştı.
Evet Yemen'de kadınlar mutsuz. Peki diğer ülkeler de durum nasıl? Bana bakarsanız dünyanın neresinde olursanız olun kadın olmak zor, eğer ortadoğu ülkelerine ait bir pasaport taşıyorsanız bu daha da zor hale geliyor.
Suudi Arabistan'da kadınların araç kullanmaları yasak ve dünyada böyle bir yasağa sahip olan tek ülke, aracı bırakın Suudi kadınların bisiklete binmesi dahi yasak. Bununla da kalmıyor, her kadının bir gardiyanı olmak zorunda bu ailesinden erkek kardeşi, yakını ya da babası oluyor. Gardiyanından izinsiz seyahat edemiyor, çalışamıyor hatta ve hatta amelliyat dahi olamıyor. Suudi kadınlar bankaya dahi yanlarında bir erkek ile gitmek zorunda, çoğunun kimliği yok çünkü resim çekilmesi günah. Otobüse binemiyorlar, otobüse binmelerine izin verilen yer sadece başkent Riyad ve otobüstede kendilerine ait yerlere oturmaları ve ayrı kapılardan binmeleri/inmeleri gerekiyor. Kafelerde ise bir erkek ile yanyana oturamazlar böyle bir durumda din polisi muttava'lar tarafından görülürlerse işler daha kötüye gidiyor, tutuklanabilirler ve kırbaç cezası alabilirler. Suudi kadınlarının seçme ve seçilme hakkı da bulunmuyor. Ancak Kral Abdullah kadınların 2015'teki seçimlerde aday olabileceğini ve oy kullanabileceğini duyurdu.
Neil Armstrong, Apollo 11 ile Sessizlik Denizi'ne ilk adımını attığında "Benim için küçük ama insanlık için büyük bir adım" demişdi. Suudi kadınlarının da 2015'de seçme ve seçilme hakkını alabilecek olması onlar için büyük bir adım sayılabilir.
Komşumuz İran'ın durumu ise pek farklı değil, 1979 Devrimi öncesi gayet modern yaşam tarzı süren İran kadınları bugün şeriat kanunlarına boyun eğmek zorunda.
Tarihin ilk kadın Müslüman Başbakanı'nı çıkaran Pakistan ise bu öncülüğünü sürdüremedi ve kadın her zaman geri planda kaldı. Benazir Butto'nun en güçlü olduğu dönemde bile.
Afganistan için ise konuşmaya gerek yok Taliban rejimi ile Burka'larının altından bakmaya zorlanan kadın çok zor durumda.
Yakın komşularımızdan uzaklaşarak batıya doğru gidelim, tarihin en köklü demokrasisine sahip olan ülke İngiltere'ye.
Mary Shelley 1818 yılında ünlü Frankenstein'ı yayınladığında ismi kitap kapağında yer almamışdı çünkü o yıllarda bir kadının kitap yazması pek hoş karşılanmıyordu. Bugün ise İngiltere Kraliyeti veraset kurallarını 300 yıl sonra köklü bir biçimde değişitirme yolunda. Bir zamanlar kadın ismini kitap üzerinde görmek istemeyen İngiltere, bugün tahtında kızlara eşitlik istiyor. Bundan böyle doğan çocuklar tahtın varisi olmak üzere cinsiyetlerine değil, yaşlarına göre sıralanacak. Yani dünyayı sarsan görkemli düğünle hayatlarını birleştiren Prens William ve eşi Kate'in ilk çocukları kız olursa tahta onun geçeceği anlamına geliyor.
Ülkemize gelince, Atamızın devrimleri ve ileri görüşü sayesinde kadınlarımız peçeden ve çarşafdan kurtularak modern, rahat hayata 1930'larda kavuştu. Suudi Arabistan'ın 2015'de vereceği seçme ve seçilme hakkı, kadınlarımız için 1934'de tam anlamıyla sağlanmış bulunuyordu. Hatta ve hatta Nezihe Muhittin öncülüğünde Cumhuriyetin ilk siyasal partisi 1923 yılında kurulan "Kadınlar Halk Fırkası" olmuştur. Nezihe Muhittin ve sonrasında niceleri Cumhuriyet yıllarında oldıkça serbest ve söz sahibi olarak tarihe adlarını yazdırdılar. Günümüz Türkiye'sinde ise kadının politik ve çalışma alanında söz sahibi olmasına karşın statüsü tartışılabilir durumda. Dünya Ekonomik Forumu'nun yayınladığı "Cinsiyet Eşitsizliği Raporu" bunu kanıtlayabilecek nitelikte.
Bu rapor'un verilerine göre kadınlarımız Fırsat Eşitliği ve Ekonomiye Katılımda Suudi Arabistan'ın hemen üzerinde yer aldı, yerimiz 132. sıra. Eğitime Katılımda 106. Avrupa ve Orta Asya sıralamasında sonuncu, Genel Değerlendirmede ise 135 ülke arasında 122. sıradayız.
Bugün kadınlarımız aile içi şiddet ve daha da acısı sahip olduğumuz töre kanunlarından rahatsız. Acı çekiyor ve 21 yaşındaki Ceylan SOYSAL gibi niceleri hayatlarını kaybediyor.
Diğer taraftan 21. yüzyılın tüm modernliğine rağmen kendini baştan aşağıya saran kadınlarımız da mevcut. Yani bir nevi stretchleme, taze kalma durumu. Altın sarısı kumaşları vücutlarına sarıp, kreasyonu kırmızı tabanlı ayakkabıyla tamamlayarak bir moda yaratmayı tercih eden kadınlarımız için kendilerine özgü bir moda dergisi dahi çıkartılmış durumda. Bunun için dergi çıkarıp sayfalar arasında gezinmeye gerek yok. Evinizdeki perdeyi alıp beğeninize göre renk renk üzerinize sıkıca sarın aynı sonucu elde edebilirsiniz. Netice de perdeler örtünmek, gizlenmek içindir.
Dünya'ya bahar getirme yoluyla yola çıkan ve demokrasi, eşitlik, özgürlük adına nice insanın hayatına son veren batı, bu düşüncelerini gerçeğe dönüştürmek istiyor ise, üzerine yapışan petrol den arınıp işe ilk önce Suudi Arabistan'dan başlamalı.
ve bombayla, füzeyle, kanla değil
Benim bildiğim bahar çiçekle olur
Kadınlarımız için, kendileri kadar güzel, zarif, değerli, stretch'siz bir dünya dileğiyle...
ve Tears for Fears tüm kadınlar için söylüyor Women in chains
so free her
so free her
so free her
so free her
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder