24 Ekim 2011 Pazartesi

I used to rule the world


Waowww...

Bu şaşırma ünlemi bizim dilimizde değil.

Amerika Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın cep telefonununa gelen mesaja verdiği tepki. Kameraların kayıtta olmadığını sandığı bir anda şöyle devam ediyor.

"We came, we saw, he died" ve ardından gülüşmeler, bir zafer kazanmışçasına yukarı kaldırılan kollar,kendinden geçercesine kahkahalar.

Bu görüntüler kanımı donduruyor.

Dehşete kapılıyorum.

Anlıyamıyorum.

Bir insan nasıl bu kadar şeytanlaşabilir?
Bir insanın acıları üzerine, linç edilişi üzerine nasıl bu kadar ruhsuz kalabilir?

Sizin zaten insan olmadığınızı biliyorduk, ancak bu görüntüler ile tüm dünyaya kendinizi kanıtladınız.

Gerçekler farklıdır, doğrular farklı, gerçeklere yakın konuşmak gerekir.

Siz bir şeytansınız,
Bir Lucifer,

Şeytan'ın dahi aklına gelmez oyunlar oynadınız,

Siz bu dünyaya demokrasiyi, refahı, özgürlüğü değil, kötülüğü,yalanı,ölümü getirensiniz.

Pandora'nın kutusunu açan sizsiniz.

Size bildiğim en ağır kelimeleri kullanmak isterim, ancak aldığım eğitim, aile terbiyem sizin gibi düşünmeye, sizin gibi davranmaya engel olmakta.  

Ancak size bir çift söz de söylemek isterim.

Biz sizler gibi yetiştirilmedik, sizler gibi büyütülmedik. Biz insanlığın doğduğu topraklarda Anadolu'da yaşarız, Kibele, Artemis'dir bizim annemiz,10.000 yıldır bu verimli topraklar bizi yetiştirdi, suladı, besledi. En güçlü imparatorluklar ekti bu toprakları. En çetin savaşlarda akan kanlar suladı bu toprakları. BM binasının duvarlarını süsleyen o barış antlaşması da bu topraklarda imzalandı.

Biz bu topraklara at arabası yarışmalarıyla gelmedik, acıların en büyüklerini yaşadık, sizin gibi dağlarcası geldiler, geldikleri gibi geri de gittiler. Benim atalarım yiyecek ekmek, içecek su bulamadı, elindeki herşeyi, canını, kanını bu topraklar için akıttı. İhaneti de yaşadık, zaferi de, her türlü entrikaları gördük, hepsini de çok iyi biliriz.

Bu yüzden sizin özgürlük zırvalarınız bize işlemez, o sözlerin arkasında ki oyunları gayet iyi biliriz.

Benim bildiğim bahar çiçekle olur, kurşunla, bombayla, acıyla bahar'ın gelişini ilk sizde görüyoruz.

İnsanlık ile aranızdaki farkı anlamanız için size tarih dersi vereyim.

Belki bilmiyorsunuz ama sizin kullandığınız o cümleyi Sezar benim topraklarımda Zile'de iki bin yıl önce söyledi ve o çağlarda barbar acımasız sayılacak bir imparator bile sizin gibi öldürmek sözcüğünü ağzına dahi almadı.

İşte aranızdaki fark. İki bin yıldır insan olmayı öğrenemediniz.

Bizi arkamızdan vuran Arap'ları da gayet iyi tanırız,onları kışkırtanları da. Ünlü şairimiz Nazım HİKMET'in sözleri "Ateşi de ihaneti de görmüş bir milletiz." Merak buyurmayın, asıl özgürlük, asıl refahı onlara biz öğrettik. Bombayı, kurşunu değil, hoşgörüyü onlara biz sunduk. Kavga ettik, dövüştük, kardeş olduk.

Elbette Kaddafi'nin de yanlışları vardı, elbetteki bir diktatördü. Ancak o bir devlet başkanıydı, devletini yıllarca yöneten bir liderdi. İngiliz işbirlikçisi Kral İdris'ten ülkesini kurtaran o idi, Ömer Muhtar'ın takipçisi idi. Tarihte görülmemiş "Altın Nehir" projesiyle çölde devasa iki göl yaratarak ülkesinin ve Afrika'nın susuzluğunu gidermek isteyen o idi, ancak birleşen füze, top ve ihanete dayanamadı. Elbette ki Ulusal ve uluslararası arenada işlediği suçlar için mahkemede yargılanmalıydı. Belki  bu muhakeme sonunda hayatı sonlanacaktı ancak bu şekilde değil, kesinlikle değil.

Tüm dünyaya Kaddafi'nin sonu izletilir ve bizden olmayanın sonu böyle olur denilirken, benim dikkatim başka bir detaya takılıyor.

O yüzüğü çapulculardan alın, bir insanın onurunu iade edin.

Herşeyini aldınız, hayatını aldınız,

O yüzüğü çapulculardan alın,

O yüzüğü iade edin,

Ait olduğu yere,

Aşkına,eşine,sevdiğine...

Canlı yayında şeytanlar,

Umarım Pandora'nın kutusundaki kelebek bir gün gelir sizin de başınıza konar.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder